22 Ocak 2010 Cuma

Dünden Bugüne, Bir de Hümeyra



Bir zamanlar ben yemek yapamazdım. Kurufasülye ya çok suluydu ya çok salçalı. Ya fazla pişerdi nohutlar ya diri kalırdı. Karnıyarık çok yağlı, renksiz, tatsız tuzsuz olurdu. Ama suç patlıcanındı, tadı yoktu zaten. Dolmaların içi pişmez, fazla piştiği de olur, hamur işi denemeleri fiyasko, kabarmayan kekler, tekrarlayan hayal kırıklıkları, dön dolaş aynı yemekler. Yanıbaşımda açma börekler, içli köftelerle, kısırla, kebaplarla damağı gelişmiş bir adam. Ses çıkarmıyor, hani keşke şöyle olsaymış diyor, yiyor yaptığım rezalet yemekleri. Yan komşu kek getirmiş bir fırın kabında, boş iade etmemek gerek. Necla irmikli sütlü bir tatlı yapıyor, gazete köşesinden bir tarifle. Sanki çok güzel yapacak bir de kendi yaratıcılığını katıyor, toz fındık ekliyor. Tatlı demek zor, renk kahverengi. Sütlü tatlı başka renkte olmalıydı yahu. Epey sürdü bu durum, üç beş sene. Nasıl gururlanmıştım evimize badanaya gelen usta iki

üç günün sonunda eşime şöyle demişti:

- Abi çok şanslısın, yengenin yemekleri çok lezzetli.

Erekler nedense böyle tepki veriyorlar, daha sonra başkasından da duydum aynı sözü. Neyse, artıkım rahatım, güvenirim kendime yemek konusunda. Eleştiriyi de kendim yapmalıyım, başkaları söyleyince bozuluyor, hatta sinirleniyorum.- İfot kadar değil tabii. -Arada tutmadığı da olur elbet olmaz mı? Herkes memnun, yalnız sevgilimin bizim kızın öğrencek yemeklerini yemeye niyeti yok hiç. Çekemem diyor, kocası yesin onları. Bakalım heves eder mi, mutfağa girer mi bilinmez. Ama bildiğim bir şey var, zevkle yiyecek kızının yemeklerini, nasıl olursa olsun.

Şimdi etli nohut yemeğinin tarifini de vereyim kısacık. Nohutları akşamdan ıslamalı. Sıcak suya ıslayıp, azıcık da tuz serperseniz çabucak yumuşadığını göreceksiniz. Sabaha nohutları düdüklüde az suyla on dakika haşlayın. Çünkü nohutun düdüklüde pişme süresi kırk dakikadır. Kuzu eti kullanırım ben. Kuzu da yarım saatte pişer. Boşalttığınız düdüklüye biraz sıvıyağ koyup kızdırın. Kızgın yağa eti katıp çevriştirin, renk değiştirip kabuk bağladığında yemeklik doğranmış kurusoğanı ekleyin. Birlikte sarartıp, salçasını katın. Salça ile de biraz kavurduktan sonra bir tatlı kaşığı kadar un katıp, karıştırın. Un güzel kıvam bulmasını sağlayacak yemeğin, kurufasülyede başka sulu yemeklerde de kullanabilirsiniz. Hemen sıcak suyunu verip, nohutları katın, tuzunu ayarlayın. Buharı çıktıktan sonra yarım saat pişirin. Süre sonunda kapağını açın, suyunun kıvamını kontrol edin. İstediğiniz koyulukta değilse altını kuvvetli açıp, kapağını kapatmadan kaynatın. Afiyet şeker olsun.

Bu arada İfot demişken eskilerden güzel bir şarkısını dinlemek isterseniz buyrun Hümeyra'nın güzel sesine. (İzlemeseniz de olur, dinleyin yeter.)

18 yorum:

Miskokulu Lezzetler dedi ki...

Neclacığım merhaba, acemilik günlerini bilmezmiyim iki saatte yarım kilo biberden dolma yaptığımı hatırlıyorum:)))Önemli olan istek herhalde. Etli nohutta nefis.Az önce bu kış nohut yapmadığımı düşündüm tarif senden geldi. Banada yapmak düşüyor herhalde.Sevgiler.Mine

mandalincikmazi dedi ki...

Şiir tadında olmuş yazın zevkle okudum yüreğine sağlık ..
bir zamanlar hepimizin yemekleri öyleydi zamanla gelişti pişer oldu nohtlar patlıcanlarada bi tad geldi ne hikmetse :))
Sütlü tatlılar lezzetli kekler kabarır oldu .....göz kararı el ayarı diye bi şeyler bizde var oldu ...
Ellerine sağlık arkadaşım yemeğin nefis görünüyor afiyetler olsun.......

Pembe Tatlar dedi ki...

CANIM NE GÜZEL ANLATMIŞIN:))

ZEVKLE OKUDUM OKURKEN YÜZÜMDE TEBESSÜMLE OLUŞTU ÖZELLİKLE İRMİK HELVASINDA ÇOK GÜLDÜM:)
ELLERİNE SAĞLIK NBECLACIĞIM TADIDA SÜPER OLMUŞTUR AMA GÖRÜNTÜSÜNE BAYILDIM....

Unknown dedi ki...

Neclacığım aynı acemi yollardan sanırım hepimiz geçtik:))Nohut yeme
ğin harika Hümeyraya bayılırım mut
lu hafta sonları çok öpüyorum...

Delfina ; dedi ki...

Bıkmadan usanmadan denemişsin ya tarifleri,başaracağım diye inandırmışsın ya kendine...işte ondan leziz tüm yemeklerin,sözlerin,cümlelerin,fotoğrafların...

Kar ne güzel yağıyor,ne çok mutlu ediyor hepimizi...

gulsev dedi ki...

Oyy oYYYY çok severim nohut'u..
Eline sağlık güzelde olmuş hani...
Yemeğin içerisine un ilave etmemiştim hiç, benim pişirdiğim yemek kendiliğinden koyuluyor diye sanırım. Gerçi hoş ürüne görede değişebilir...

Tijen dedi ki...

Enişte beyin şansına diyecek bir şey yok Necla'cığım. Dilerim ebediyen farkında olur bu şansının.

Zehra Gürgen dedi ki...

Neclacım öyle güzel anlatmışsın ki nohutu yarınki akşam emeğinde adım adım uygulayacağım. Hemde seve seve, severek yapınca tadı daha gzel oluyor.Denedim ne zaman off desem yemek yaparken tadı berbat oluyor..

ahh ben hala senin acemilik günlerindeyim işin kötüsü keyfim olunca ustalığa geçip istemediğinde acemiliğin dibine vuruyorum :(

Adsız dedi ki...

Yine bir bol yemekli blog. Çokda güzel anlatılmış
Sevgiler
A.B
http://gypsophilab.blogspot.com/

kristalkelebek(aslı) dedi ki...

Neclacım yazını zevkle, tebessümle okudum:). Yemek işi herkeste zaman içinde oturan bir şey. Bir zaman sonra bakıyoruz sanki ellerimiz kendiliğinden yapıveriyor, ölçüsü, tadı, tuzu kendinden ayarlanıyor..
Nohut yemeğine bayılırım, her gün olsa yiyebilirim:). Senin yemeğin de nefis görünüyor, ellerine sağlık canım.
Sevgiler:).
aslı

Nuray dedi ki...

Çook lezzetli görünüyor bu yemek...
ellerine sağlık...Kokusu bile geldi valla burnuma...

İnci Yemek dedi ki...

Neclacım mutfağa gönül vermişsin:)) bir kere kurtuluş yok:)mutfakta olmak gönül işi bir sanat bana göre, buradan çok nefis görünüyor hazırladığın tatlar birde üzerine dumanı tüten yazıların yokmu:)bu muhteşem lezzetleri tatmış kadar oluyoruz doğrusu.ellerine sağlık canım görüntü nefis tadı mutlaka güzeldir eminim ancak bu kadar güzel hazırlanabilirdi.kocaman öpüyorum seni ve kuzuları..

Ordanburdanhayattan dedi ki...

hepimiz o anlattıklarını az cok yasadık sanırım. ben hala bazı yemekleri yapamam mesela hiç denemem bile. sarma yapmam mesela niyeyse gözüm korkar:)

NEŞELİ MUTFAK dedi ki...

NEJLACIĞIM BEN TAM BİR HÜMEYRA HAYRANIYIM ZEVKLE DİNLEDİM TEŞEKKÜRLER

meltemmutfakta dedi ki...

Anlattıklarını okurken aklıma neler geldi neler:))
Pilav yapmak isterken pirinç çorbası yaptığımımı söyleyeyim yoksa çorba yapmak isterken pilav yaptığımı mı?
İnan ben keyifle anıyorum o günleri:)
Şimdilerde bişeyler yapabiliyorsam o günlerin payı çok büyük:)
Nohut harika görünüyor...
Emeğine sağlık...
Sevgiler...

Pelin dedi ki...

Neclacığım,
Öykülerimiz çok benziyor bu konuda. Ben de pide yapmaya kalkmıştım ama hiç tarif almadan (kendime çok güveniyorum ya) maya falan koymadan yaptım hamuru. Tepsiyi de yağlamadım. Hamurlar tepsiye yapıştı zaten takır takır bişey oldular.Tepsiden kazıdıklarımızı bile yiyememiştik. Zavallı eşim nasıl da heveslenmişti pide yiyeceğim diye.Yazdıklarını okuyunca ogün geldi aklıma. Laf aramızda ben hala şöyle güzel bir nohut-kurufasulye pişiremiyorum:)
Sevgiler

Bir Dilim Düş dedi ki...

Neclacığım süpersin bıkmadan usanmadan direnerek herkese inat denemişsin ve sonunda başarmışsın tebrik ederim canım. Bu arada nohut nefis görünüyor ellerine sağlık.

Sevgiler,
Evren

made in funda dedi ki...

HEPİMİZİN ÖYLE ZAMANLARI OLMADI MI Kİ...NEYSEKİ O GÜNLER ÇOOOOOK UZAKLARDA KALDI..ŞİMDİ GURUR DUYMA ZAMANI....ELLERİNE SAĞLIK CANIM...

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin