28 Kasım 2011 Pazartesi

Olma mı?





Niye olmasın? Cücükler tanısın, bilsin deyi girmiş eve siyah havuçlar. Aklımı fikrimi şalgam suyuna çele dursun. Her zaman turuncusuyla yaptığımızı yine yapamaz mıyız? Kabuklarını tıraşlayıp, irice rendelesek? Sonra az zeytinyağında, yapışmaz tavada, ağzı kapalı en kısık ateşte yumuşatsak, sonra az süzme, az ev yoğurdu, bir iki diş dövülmüş sarımsak, azıcık da mayonez. Soğuyunca havuçları katıversek, tabağa yaysak, olma mı?


23 Kasım 2011 Çarşamba

Yerfıstıklı Kukiler




Dünyanın en büyük zevklerinden, çekim gücü yüksek bir mıknatıstır yemek. Hiç tanımadığınız, hatta dilini bile bilmediğiniz insanlarla iletişim kurabilirsiniz yemek aracılığıyla. Yemek, bir araya getirir, yemek paylaşımdır, sevgidir. Mutfağa sinmiş sadakat, dürüstlük, güven, sevgi ve neşe ne kadar fazlaysa, yemeğin lezzeti de o denli fazladır. Bu nefis kurabiyeler de dost yüzler içindir...

Malzemeler:

  • 100 gr tereyağ
    1 yumurta
  • 1 çay bardağı+ 3/4 su bardağı toz şeker
  • 2 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 2 yemek kaşığı hindistancevizi
  • 3/4 Türk kahvesi fincanı sıvıyağ
  • 2 yemek kaşığı kuş üzümü
  • 3 yemek kaşığı damla çikolata
  • 1/2 su bardağı iri dövülmüş yerfıstığı
  • minicik tuz
  • 1 çay kaşığı şekerli vanilin
  • 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
  • 2 su bardağı kadar elenmiş un
Hazırlama:

Tereyağ ve şeker biribirine yedirilir, sonra yumurta ve sıvıyağ eklenir. Sonra damla çikolata hariç kalan malzemeler sırasıyla eklenir, yoğurulur. Unu azar azar ekleyin, kulak memesinden yumuşak ele yapışan bir hamur olacak, daha az ya da daha çok alabilir, elinizin ısısına, ununuzun kalitesine bağlı olarak. Damla çikolatayı en son ekliyoruz, elimizin ısısıyla renk vermesin diye. En son yuvarlayıp, yassılaştırıyoruz, aralıklı olarak yağlı kağıt serili tepsiye diziyoruz. Önceden ısıtılmış 220 derece fırında, üst rafta başını bekleyerek pişiriyoruz. Çıktığında yumuşak olacak, telaşlanmayın, soğudukça gevrekleşecek.


19 Kasım 2011 Cumartesi

Kızarınca Başka Güzeldir




Elimde yazdan kalmış bir iki fotoğraf daha var, patlıcan konusunu hele bir kapatalım şu leziz halleriyle. Kızarınca başka güzeldir ya kendileri. Daha evvel süte batırıp kızartmanın patlıcanları gevrekleştirdiğini söylemişimdir mutlaka.

Bu kez de bir sosla kaplamışım ki, evi saran koku öyle bildiğin ağır kızartma kokusu da değil. Fırında çörek pişiyor sanırsın. Bostan patlıcanları irice lira dilimleyip tuzlu su meselesini halledip, mutfak bezinin arasında kurumaya bırakıverin. Yarım su bardağı una çeyrek limonun suyu, dörtte bir su bardağı bira ekleyin, iki de yumurta kırıverin. Pürüzsüz krep hamuru gibi sosunuz olsun. Sonra patlıcanları bulayın sosa, kızartın altın rengini alana dek. Altını çok açmayın ocağın, kısık da olmasın ama, yağ çeksinler istemeyiz. Sosu çabuk kızarırsa da patlıcanlarınız çiğ kalır, his meselesi, ince ayar işte. Yine de biraz diri olacak patlıcanlarınız, buruşmayacak, pörsümeyecek. Yanına yoğurdunuzu hazır edin, isterseniz sarımsaklı, isterseniz sarımsaksız. Belki Sezen çalıyordur radyoda, belki Müzeyyen...




16 Kasım 2011 Çarşamba

Patlıcan Salatası





Patlıcan salatasını tarife gerek var mı? Yok belki, ama bilmeyen de vardır, bulunsun Narince'mde. Kızımın en sevdiği, en sayıkladığı. Öğlen yemeğine yapmıştım küçüğüme. Yanında gobitlerle, ayranla. Yakınlarda bir fırın buldum, gobit, tırnak pidesi ve simit çıkarıyor sabahları. Artık hayır mıdır yoksa değil midir siz karar verin; sabahları pide - tulum peyniri - çay üçlüsü. Odun ateşinde közlenmiş patlıcanlar kabukları soyulup doğranır. Taze soğan, iki diş sarımsak, dereotu, maydonoz, domates, yeşil biber, kırmızı biber incecik kıyılır eklenirler patlıcan hazretlerine. Zeytinyağı, limon, az deniz tuzu daha da güzelleştirir kendilerini. Kalmadı şimdi domates, patlıcan, beni özleyin anacım deyip gittiler. Bize de uğurlamak düştü işte...


14 Kasım 2011 Pazartesi

Patlıcan Oturtma ya da Patlıcan Uğurlama




Bu kadın patlıcandan başka bir şey bilmez mi diyecekler. Patlıcana övgüler düzdü, yetmedi bi de etkinlik yaptı, daha da doymadı diyecekler. Desinler desinler gözüm. Sevmeyeni de var, olsun! Biz severiz, bitanem oğlum bir gün önceden kalan oturtmaya ekmeğini banarken:

-Anne yarın da yap diyecek kadar hem de. Peşpeşe üç patlıcanlı tarif verip yazı, leziz patlıcanları uğurlayalım. O vakit ilki de patlıcan oturtma olsun mu?


Malzemeler:

  • 1/2 kg patlıcan
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 250 gr kıyma
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 1 orta boy domates
  • Tuz, karabiber
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1/2 tatlı kaşığı biber salçası
  • Kızartmak için sıvıyağ

Hazırlama:


Alacalı soyulan, lira doğranan patlıcanlar tuzlu suya yatırılıp on beş yirmi dakika bekletilir.


Sudan alınıp iyice yıkanan, kurulanan patlıcanlar iyice kurulanır, sıvıyağda pembeleşene dek kızartılır.

Yağdan alınıp kağıt havlu üzerinde süzülmeye bırakılır.

Başka bir tencerede yemeklik doğranmış soğanlar sıvıyağda hafif kavrulur.

Sararan soğanlara kıyma da eklenip, suyu çekilene dek kavrulur.


Salçalar ve doğranmış domatesler eklenir, tuzu karabiberi ayarlanır, domatesler yumuşayana kadar pişirilir.

Üzerlerine kızarmış patlıcanlar dizilip üzerini bir parmak geçecek kadar sıcak su eklenir, ortadan az ateşte patlıcanlar yumuşayana kadar pişirilen yemek servise hazırdır.

Afiyetle...


10 Kasım 2011 Perşembe

Guacomole Tarifi




Bayram boyu et, baklava, çikolata ile yorduysanız kendinizi şöyle bir nefes alıverin. Köklü, renkli ve aromatik Meksika Mutfağı'nın en bildik sosu guacomole yapın. Bu mutfağın nefis yemeklerinin acısını dengelemekle görevli guacomole, bu kez de sizin yogunluğunuzu geçirsin.

Kişniş sevmeyenlerdenseniz ( bizim ev halkı gibi) maydonoz kullanın. Satın aldığınız sert avokadoyu bir gazete kağıdına sarıp, mutfağın bir köşesinde birkaç gün bekletin olgunlaşıp, yumuşasın. Sonra boyuna ikiye bölün, içini oyup ezin. Bir yemek kaşığı küp doğranmış dolmalık kırmızı biber, bir yemek kaşığı küp doğranmış domates (sosumuzun sulanmaması için kabuklarını kullanmaya özen gösterelim) , yarım yemek kaşığı ince kıyılmış kuru soğan, bir yemek kaşığı, ince doğranmış maydonoz, bir iki damla acısos, varsa lime, yoksa yarım limon sıkın, tuz karabiber ekleyip karıştırın. Çabucak hazır işte.

Ana yemeklerin yanında garnitür olarak servis yapabilirsiniz, fajitas yanına kondurabilirsiniz, aman yanından cips eksik olmasın! Ben patlıcanı uğurlayacağım, haberiniz ola!


5 Kasım 2011 Cumartesi

Bayramınız Kutlu Olsun






Fotoğraf ne zamandır bekliyor, etin neresidir bilemedim. Ama haşlama yapmışım belli, irice kemiklerden. Suyuna da tirit yapmışımdır, garanti! Bu bayram, buruk da geçse adetler yerine getirilecek. Anne sofraları kurulacak, büyük, kalabalık. Anne börekleri, anne sarmaları, haşlamalar, kavurmalar, anne baklavaları. Ağız tadınız yerinde, huzurlu bir bayram geçirmeniz dileğiyle; büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öperim efenim.


2 Kasım 2011 Çarşamba

Koyun Kolu Pişirelim, Lokum Olsun



Madem ki önümüz kurban bayramı, hatırlatma yapalım o vakit. Haşlama ve kavurma yapmanın incelikleri burada. Bayramda misafirlerinize leziz ve sade bir et yemeği sunmak isteresniz bir önerim var size. Kuzudan yapar herkes, ama ben kuzulara kıyamam, lezzet farkını bilsem de kuzu etini evime sokmam. Koyunun kolu ile yaparım bu güzel davet yemeğini. Birkaç yerinden bıçakla delikler açıp, boşluklara diş sarımsak, tane karabiber ve taze kekik ve biberiye dalları sıkıştırdığınız etinizi dinlendirdikten sonra, iri tuz ya da deniz tuzu serperek kızgın tavaya alın. İçine sığacağı büyüklükte bir tava ya da tencere bulmak zor olsa da. Önlü arkalı kızartın, mühürleyin yani. Temel ilke haşlama ve kavurmada anlattığım gibi, etin suyunu ve lezzetini içine hapsetmek. Sonra kapağını kapatıp mümkün olan en kısık ateşte pişmeye bırakın, unutun hatta eti. Gelip gidip kapağını açıp uçurmayın buharını, sesinden anlayın suyu olup olmadığını. Kendi salacağı az suda usul usul, lokum gibi gibi pişsin. Pişme süresinin ortalarında açıp, ters çevirin ki, iki tarafı da güzelleşsin. Süre veremiyorum, etinizin cinsine göre iki- üç saatte pişer. Ben hiç su koymadan pişiririm, ama olur da suyu eksilmiş ve hala etiniz pişmemişse sıcak su verebilirsiniz biraz.

Pişen etinizi bir beze sarıp dinlendirin şöyle, kendine gelsin. Sonra koyun sofraya gözler, mideler bayram etsin.

Afiyetle...


LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin