26 Mayıs 2018 Cumartesi

Portakallı ve Kakuleli Güllaç


Küçük Ayşe'm güllaç sever, aslinda tatlı sever demem daha dogru olur.  Ramazan'in girmesiyle gullaç talepleri de başlamıştı ama ben türlü türlü bahanelerle ertelemistim. ( tamamen tembelligimden) Bir aksam yemegi sonrası daha fazla mazeret uretemedim biraz mizmizlanarak da olsa giristim güllaç yapımına. Dedim ki; biraz  farklılık katsak, klasik gullac yapmasak? Aldığım cevap:

- Anne sen denemelerini sonra yaparsın, once benim güllacımı yap. 🙃

E peki Necla durur mu? Iki cesidi de yaptı tabii. Kakule ve portakalın birbirine, bir de gullaca yakisip yakismayacagini merak ede ede duramazdım ya!

Gullaç icin ölçüm yok benim. Ayarlanacak iki nokta var: birincisi sütün  sıcaklığı,  ki süte parmagini soktugunda bes saniye tutacak kadar (yani yogurt mayalayacak gibi) olmalı ki soguk olursa yaprakla yumusamaz, sıcak  olursa fazlasıyla mayışır. Diğer nokta şekerı, bunu da dilediğiniz gibi ayarlarsiniz. Ben sütün yoğunluğunu ve tadini arttirmak icin krema ekliyorum -sutlaç yaparken de mesela-
Sütü ısıtıp kremasini ekleyip sekerini de ayarladıktan sonra hafifce vurarak kabuklarını çıtlattığım kakuleleri, bir de rendenin ince tarafıyla gecirdigim portakal kabuklarini şöyle bir karıştırıp her gullac yapragini islatarak kat kat dizdim tepsiye. Oda isisina gelince de üzerini streç filmle kapatıp bizdolabına kaldırdım. Bu kadar yani! Güllaç yapmasi en kolay en az zaman alan tatlı desem yeridir.

Sen denemeni sonra yaparsın diyen Küçük Ayşe'm önce portakallı kakuleli olanı bitirdi. Bence de cok güzel oldu, cok yakıştı, portakal ve kakule güzel ikili!


LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin