26 Mart 2009 Perşembe

Patlıcanlar Kızarınca



Şüphe yok ki Ermeni şivesiyle patlıcan tavası, fakat İstanbullu Türk ağzıyle patlıcan kızartması dediğimiz lezzetli yemek, yine edebi tabirle 'sehli mümteni'dir (kolay ve sade göründüğü halde yapılması güç). Lakin sıcak sıcak, diri diri yenilirse... Öyle lokantalarda adet olduğu üzere, saatlerce evvel tavadan alınmış, tabakta ve camekanda pörsümüş, ölmüş olanının ne tadına, ne yoğurt sürülmüş buruşuk, gevşemiş kocakarı yüzüne bakarım. Tavadan çıkar çıkmaz, kızgın yağ henüz cildinin üzerinde habbelenir ve fışırdarken yenilirse, zaten yoğurda ihtiyacı yoktur. Kendine has, yarı mantar, yarı dana külbastısı o güzel kokusunu ve lezzetini yoğurtla bozmak, sarımsakla kapatmak reva mıdır? Külde pişmiş patlıcanı şu tarzda yerim: Ateşten, olduğu gibi kabuğiyle önüme getirirler; bıçakla ortasından boylu boyuna yarar, sırtı alta gelmek şartiyle tabağa bütün heybetiyle sererim; üzerine tuz, karabiber ve zeytinyağı... İşte güzel, ılık, çeşnili, iştah verici dumanı, buğuyu o zaman görünüz!"




Refik Halid Karay bize fazla söz bırakmamış. Yine de ben kızarmış patlıcanların üzerinde domates rendesi, biber salçası, bir fiske tuz, bir fiske şeker, bir kaç damla sirke ile kızartmanın yağında pişirilmiş sosu , yanına sarımsaklı yoğurdu arıyorum. Yaz gelene kadar sabredememişim, ne yapayım.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

hakikaten çok lezzetli oluyor ve bende çok seviyorum.ellerin dert görmesin.
sevgiyle kal,

www.meltemmutfakta.com

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin