16 Kasım 2009 Pazartesi

Kokular Arasında

Bloglar arasında soru demetçikleri dolaşır sıkça, bana da uğrar. Aslına bakarsanız çok hoşlanmıyorum bu tür oyunlardan, ancak güzel komşularımı kırmak istemiyorum , hatırlanmış olmak da çok değerli. Bu sefer sevgili Esin'den geldi bir oyun. Yalnız konu güzel, sevdiğim kokulardan bahsetmemi istiyor, zevkle tabii.

Koku deyince Ezginin Günlüğü şarkısı geliveriyor aklıma, Bülent Ortaçgil yorumuyla. Kedi gelip muzır yanıma dokunuyor, ten kokusu diyor, yarim benden söz etme sanalda diyor, edepsiz cümlelerim dilimde kalıyor. Öyle ya kokular eşleşmemiş midir, geçmişimizde, bugünümüzde kişilerle, dönemlerle. Geçmiş deyince ilkokul geliyor aklıma. İlkokulda beslenme saati sınıfın kokusu; sıralara serilmiş cicili bicili, oyalı, işlemeli bezlerin üzerine çıkarılır bir bir çantadan anne eli değmiş azıklar. Elma, portakal kokusu sarar sınıfı, haşlanmış yumurta getirdiyse biri, o fena işte. Yerli Malı Haftası'nda sınıfın kokusu geliyor sonra burnuma, baskın olan patlamış mısır kokusu bu kez, yine kış meyveleri ardından geliyor, küçük avuçlarda kuru üzümler, incirler.

Biraz daha ilerle diyorum kendime, gelip durduğum yer bebeklerimin mis kokusu oluyor. Kız bile dokuza girmiş, yıllar olmuş, candan bebe kokusu çekmeyeli içime. Sırf bunun için de çocuk yapamam ki canım, yaş kırka gidiyor, yok buradan da uzaklaş.

Ama babası kızımı güvercin kokulum diye seviyor, kızım güvercin kokuyor.

Dağılma, dağılma!

Hııı, merak ettiğim kokular var bir de, sevgilim portakal çiçeği kokusu der durur yıllardır, hiç denk gelmedi o günlerde güneye inmek. Nar çiçeğini merak ediyorum, bir de kokusunu; bilmem kokusu var mıdır, ama rengini biliyorum, lakin onu da hiç görmemişim.

Bak sızlanıyorsun yine!

Burada sözlerin yemek üzerine, konuya gel.

Öyle ya okuldan geldiğimde kapı açılınca yüzüme vururdu sıcak, mis gibi yemek kokardı evimiz. Şimdinin çocukları eve anahtarla kapıyı açıp giriyor, ne can sıkıcı. Tesellim olur mu benimkilerin okuldan eve döndüğümüzde, anne ne pişirdin deyip aldıkları kokularla tahminler yürütmeleri?

Toparla artık, uzatacaksın!

Sen de habire söyleniyorsun ama. Bir akrabamız vardı, evi kötü kokutuyor diye balık pişirmezdi hiç, oysa kızı Dilek yaşıtımdı, balığı çok severdi. Ne zaman balık pişirsek annem ona yollardı bir tabak. Şimdi Dilek balık yapıyordur evinde herhal.

Hem, hamsiyi kim sevmez, zamanı mı değil mi, kar düşmeden güzelleşir mi güzelleşmez mi birileri tartışa dursun, biz kaç kere yedik hamsiyi bu sezon saymadım. Tavasını ararsanız burada. Tereyağı en çok alabalıkla bir arada düşünülür, ama biz hamsiye de çok yakıştırıyoruz. Izgarayı oda ısısında tereyağı ile bir güzel yağlayın, temizlenmiş hamsileri dizin güzelce. Koyun mangaldaki köze, ne canı var zaten, hemen kızarınca, kurutmadan alın. Çıtır çıtır!


17 yorum:

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

ne güzel bir anlatım böyle..
çok sevdim doğrusu..
hepimizden bişeyler katarak anlatmışsın sanki..
sevgiler- iyi haftalar-- güzellikler..

LEZİZCE dedi ki...

Ooo kokuları say say bitmez canım.
Özellikle kızarmış balık kokusu ne yapalım gülünü seven dikenine katlanır.Hamsi nefiss görünüyor buarada...

Unknown dedi ki...

canım arkadaşım çok güzel yazmışsın
insan beyni ne garip her koku bir anıyı çağırıyor
Hayatımız güzel kokular ve anılarla dolsun inşalla

beste dedi ki...

cok hos sicacik bir yazi olmus gecmise goturen, citir hamside kaldi gozum:)

HUYSUZBALIK dedi ki...

Canım Neclacım nefis bir yazı olmuş. Çok güzel anlatmışsın teşekkürler. Sevgiler...

pelince dedi ki...

Necla gerçekten müthiş anlatıyorsun,çok akıcı ve güzel.. kokular bu kadar etliyor insanı işte... Bizim çocuklarımız şanslı bir nevi,bu kokular iyice yer etti kafalarında.. benim oğlanları alan yandı şimdiden :))

tereyağında balık hiç pişirmedim,hamside yemiyorum ( ne çok şey yemiyorum dimi) yinede nefis olmuştur eminim .. çocuklara şifa olsun..
ellerine sağlık..

Zehra Gürgen dedi ki...

Neclacım ne güzel anlatmışsın, zevkle okudum..şiir gibi...

kalemine sağlık canım !

FİLİZ'CE dedi ki...

YAZDIKLARIN ÇOK GÜZEL AYNI ŞEYLERİ HİSSETMEK VE DÜŞÜNMEK DE GÜZELMİŞ. İLKOKULU ANLATIRKEN GEÇMİŞE GİTTİM,BEBEK KOKUSU DİYİNCE İÇİM ACIDI,İKİNCİYE KARAR VEREMİYORUM,AYNEN DEDİĞİN GİBİ KOKUSU İÇİN DE YAPAMAM Kİ..

tub@ dedi ki...

Harika bir anlatım ama yaş kırka gelmiş filan onu beğenmedim işte :)
Profil resminiz yok ama benim hayalimdeki kişi 30u gelmemiş hatta benle aynı yaşta:))

Sizi öpüyorum hatta balık tabağınıda alıp kaçıyorum
sevgiyle kalın..

İnci Yemek dedi ki...

Canım ya bazen diyorum ki bu kızın
basılmış kitapları var bizden esirgiyor:)yada çok acil bir kitap yazmalısın evet, benim sevdiğim yazı tarzı hoş, akıcı hiç sıkılmadan okunası bir kitap olur canım.kuzuları ve seni öpüyorum.
iyi haftalar canım..

Tijen dedi ki...

Hamsicik...
Bu ara biz de alacağız ya bakalım...

meltemmutfakta dedi ki...

Biz henüz bu sezon almadık :)
Bak şimdi çok canım istedi :(
ellerine sağlık...
sevgilerimle,

Pembe Tatlar dedi ki...

Canım sevgili tubaya katılıyorum:))

Senin yazılarını okumak bana çok keyf veriyor:))

Mutlu haftalar canım..

Adsız dedi ki...

Hayatimizdaki bazi kokular nedense bizlere birseyleri hatirlatabiliyor, mesela benim de yanan odunun duman kokusunu her kokladigimda köy aklima gelir. Ben bir cok kisinin aksine balik kokusunu cok severim, kokusunu sevmemis olsaydim da sanirim pisirmekten vazgecmezdim.

ebrulitatlar dedi ki...

Balık kokusuna geldim. Hamsiyi çok severim. Ayrıca anlatım şekline bayıldım. Ellerine sağlık, sevgiler..

Narince dedi ki...

Sağolun hanımlar, kendimi bir halt zannedeceğim. Tırşkadan nameler bunlar sadece.

gibi dedi ki...

Ezginin Günlüğü hem de Ortaçgil yorumu ile :)o şarkıyı, yorumcuların her ikisini de çok severim ben de. Kokuya dair yazdıkların da çok güzel..

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin