17 Ocak 2011 Pazartesi

Kirece Yatırılmış Kabak Tatlısı



Fasülye kavurmasıyla kalakaldı burası bir haftadır. Turuncuya dönsün şimdi. Geçen kabak tatlısını görücüye çıkarmıştın zaten diyeceksiniz. Bu sefer sönmüş kirece yatırdım kendilerini. Kirece yatırmak turşu ve reçel ( özellikle patlıcan reçeli) yapımında ülkemizde sıkça kullanılan bir yöntem. İyi mi ettim kötü mü bileniniz anlatsın. Yediğimizi içtiğimizi kimyasallardan arındırmak için bu kadar çaba sarfederken hata mı ettim? Alıp da kirecin içinde bir gece bekletmekle kabakları?

Önce gidip iri parçalar halinde kireç satın alıyorsun. Dikkatlice ağzı kapaklı geniş bir kaba koyup üzerine su döküyorsun. Aman dikkat etrafa sıçrıyor, balkonda yapmalı! Kirecin fokurdaması geçip de sakinleşince, üzerindeki beyaz suyu bulandırmadan dikkatlice alıyorsun. Bizim çiğköfte tepsisine aldım suyunu, deler mi zarar verir mi diye de az korkmadım hani. Güzelce soyulmuş kabakları atıp bu suda bekletiyorsun bir gece. Daha suya attıktan yarım saat sonra bile kabaklar kütür kütür olmuştu zaten. Ertesi sabah artık beş on su yıkadığım kabakları bir gün boyunca da temiz suda beklettim. O gün akşamı şekere yatırıp, bir gece daha uyuttum. Yine kendi suyunda şerbetlenip güzelleşene dek pişirdim. Dışı çıtır, içi yumuşak bir kabak tatlısı oldu. Alışkın olmadığımızdan bu çıtırlık evdekilerin pek hoşuna gitmedi. Sanki biraz da bu bağlanan kabuk, kabağın şekeri yeterince emmesine engel oluyor. Belki daha ince doğranmalıydı kabaklar?

Seveni biliyorum çok, peki siz ya da büyükleriniz yapar mı bu şekilde? Mutlaka vardır öneriniz, bekliyorum...



10 Ocak 2011 Pazartesi

Kurutulmuş Fasülye Kavurması



Tarçın kokulu yıl diledim, bir de üstüne sade tarçınlı kekimi yaptım. Yaptım da fotoğraf çekemedim. Gün ışığı yaramaz yine. Yağmur çekildi, griler gitmedi. Yarın güneş olacakmış, öyle diyor takip ettiğim bültenler. Grilerden çok sıkıldım ben. Kasvetten, soğuktan.

Ortalığı toparladım, sıcak bir çorba kaynatmalı yine. Lahana turşusunu kontrol ettim, az kalmış, oldu olacak. Canım çikolata istiyor. Belki bir kurabiye hamuru yoğurmalı, biraz da portakal kabuğu eklemeli. Vakit bulursam tabii. Dondurucudan köfte çıkardım çocuklara öğlen için. Zaman hızlı olma zamanı. Köfteler önceden yoğurulup hazır edilmeli hep. Kızarttım köfteleri azıcık yağda. Biraz marul doğradım incecik, biraz kırmızı lahana ve havuç rendeledim. Pay ettim ekmeklerine. Kurusoğan da severler ya, okulda olmaz şimdi. Birer de ayran doldurdum şişelerine. Fasülyelerimi haşladım, suyunu süzdüm. Dolu dolu soğan kavurdum, azıcık biber salçası, kıstım ocağın altını kaynaşıyor fasülyelerle. Yazın hazırlama telaşı başka güzel, kışın yemesi başka. İyice kıvama geldiğinde bir yumurta kıracağım, tuz ve karabiber serpeceğim. Yanına çorbayla, turşuyla akşam öğünümüz olacak. Fotoğrafı önceden çekilmiş kavurma sayfayı süslesin, ben okulun yolunu tutayım.

sevgiyle...



8 Ocak 2011 Cumartesi

TuzBİBER'de Yenilik Var

Sevgili TuzBİBER okurları,

Dergimize ve sitemize yeni bir bölüm ekliyoruz. SİZ SORUN. ŞEFİMİZ SİZLER İÇİN CEVAPLASIN. Evet, aklınıza takılan yemekle ilgili tüm sorularınızın cevaplarını, ŞEF HÜSEYİN KURT her ay sizler için cevaplandıracak. Kekiniz niye kabarmıyor ? Et pişirdiğinizde sert mi oluyor ? Aklınıza takılan sorularınızı ister buraya yorum bırakarak, isterseniz sef@tuzbiberdergisi.com adresine, adınızı, soyadınızı ve şehrinizi de ekleyerek yazabilirsiniz.

Cevaplarınızı bir sonraki ay TuzBİBER Dergisi yayınında ilgili bölümde bulabilirsiniz.


6 Ocak 2011 Perşembe

Elmalı Pay



Yüz on dört tarifle tamamlamışız geçtiğimiz yılı. Tamamlamışız da yeni yılda bu kadar tarif ekler miyim şüpheliyim. Baksanıza kaç gün geçmiş ses yok bende. İlk ayların hevesi kalmıyor zamanla. Bir üşengeçlik sinmiş hücrelerime, elim varmıyor. Zoraki sıralanmış cümlelerin de tadı olmayacak belli. Hoş, sıralanıyorlar kimi vakit güzelinden, sonra kaçıyorlar nedense. Tamam diyorum şuradan girip şuradan çıkarız peşine de şu tarifi ekleriz olur. Olmuyor. Havaların kasveti en büyük sebep sanırım. İki haftayı geçti tek bir fotoğraf çekmedim, tek bir yeni tarif denemedim. Geçer deyip bekliyorum.

Yılı bitirmemize günler kala Dekor Guru'dan gelen bir ödülümüz var, onu göstereyim önce. Sonra yılbaşı akşamımız pek güzel geçti diyeyim. Çiğköftemiz lokumdu, keyfimiz de yerinde. Üzüm'üm, iki gözüm kızgınlığını atlatmış, anneannesinin evinin dört bir yanını koklamış küçük pembe burnuyla. O da uyumamış bizimle. Oğlanlar hevesle ilk biralarını yudumlamış, kendilerini sarhoş zannetmiş, devamı için yalvarmışlar. Şükretmişiz ailemiz bir arada diye. Yılın ilk günü kuaförü mekan eylemişiz kız kıza. Küçüğüm, anası kılıklım neleri dert etmişse kendine, saçlarının dibinden bir tutamını döküvermiş, farkedildi pırasa saçları kesilirken. Anası kılıklım, ince fikirlim.

Üzücü haberler de alıyoruz ama hiç girmeyelim. Hayat devam ediyor deyip şarkımızı söylüyoruz. İlk tarifimiz meze olacaktı lakin, tatlı başlayalım deyip elmalı pay anlatıverelim şimdilik. Benim yıllar önce yaptığım ilk paydı kendisi. Eskiden margarinlerin kulakçığı kesilir yollanırdı postayla. Yine aynı yolla kapınıza gelirdi tarif kitabı. İşte öyle edinilmiş bir kitaptan yapılmıştı. Tarife uyup ön pişirme yapılmadığında sulanır. Elmaları pişirmeli önce, suyunu uçurmalı mutlaka. Hamurunda yumurta olmadığından yumurta alerjisi olanların rahatlıkla kullanabileceği bir pay hamuru. Benim hazırladığım içte yumurta var, yumurtasız bol kuru meyveli, elmalı tarçınlı bir içle de doldurulabilir pekala. Tarçın kokulu bir yıl dileyip selamlarımı gönderiyorum efenim.


Malzemeler:

Hamur İçin:

  • 4 su bardağı un (440gr)
  • 200 gr. oda ısısında tereyağ
  • İki tutam tuz
  • İki Türk kahvesi fincanı çok soğuk su
Harç İçin:

  • 2 yumurtanın sarısı
  • 1 çay kaşığı muskat rendesi
  • 1 tam3/4 su bardağı toz şeker
  • 3/4 su bardağı kuru üzüm
  • 5-6 adet elma
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • Yarım fincan krema

Hazırlama:

Un, tuz ve tereyağını iyice yoğurun.

Suyu üç seferde ekleyerek yoğurmaya devam edin. Önce dağınık, kırıntılı olan hamur toparlanacak, merak etmeyin.

Hazırladığınız hamuru buzdolabında yarım saat dinlendirin.

Harç için elmaları soyup dilimleyin, yapışmaz yüzeyli bir tavada yağsız olarak tozşekerle birlikte suyunun çoğu uçana kadar pişirin.

Soğuyunca çırpılmış iki yumurta sarısını ve diğer malzemeleri ekleyip harcı hazırlayın.

İkişye böldüğünüz hamuru açın, yağladığınız tart kalıbının dibine yayın, harcı üzerine dökün.

Üzerine ikinci hamuru koyup, kenarlarını sıkıca kapatın.

Tam ortaya bıçakla bir çapraz çizik atın.

Üzerine yumurta sarısı sürüp 180 derece fırında pişirin.


2 Ocak 2011 Pazar

Yılın İlk Sayısı



Yeni yılın ilk sayısı çıktı, konuk yazarımız Zeynep. Sebzelere, en çok da kış sebzelerine dair anlatacaklarımı, etli kapuska, sebzeli çorba ve pancar sote tariflerimi okumak için tıklayın lütfen.

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin