Turunç, portakal, limon, greyfurt, mandalina, ağaçkavunu, misket limonu, bergamut. Turunçgil ailesinin güzel renkli, ferah meyveleri. Portakala benzeyen, suyu acımtırak olan turunç bu ailenin anasıdır. Narenç, yerel söyleyişle narınç da denen turunç meyvesinden üretildiğinden bu aileye turunçgil ailesi, narenciye isimleri verilmiş.
Turunçgillerin anavatanı konusunda bitki bilimciler bir anlaşmaya varamamışlar. Çin, Hindistan, Malezya farketmiyor, doğudan batıya yolculuğunda farklı isimlerle anılmışlar. Eski bir Malaya efsanesine göre, obur bir fil, o kadar çok portakal yemiş ki, sonunda çatlayıp ölmüş portakal ağaçlarının dibinde. Bunu gören insanlar '' naga ranga '' demişler. Bu sözcük Sanskritçe '' fil için ölümcül hazımsızlık'' anlamına geliyormuş. Daha sonraları sözcük değişerek batıda orange, bizde narenciye sözcüklerine kök olmuş.
Portakal, Ortaçağ Avrupa'sında daha çok soyluların sofralarında bulunurmuş. Pahalı otları, baharatları getirmeye zenginlerin gücü yetermiş. Portakal bahçeleri masallarda anlatılırken, yıllar sonra İtalya, Fransa, Portekiz ve İspanya'da görebilmek mümkün olmuş. Bugün portakal bahçeleriyle bezeli İtalya'da yapılan portakal festivali yıllardır ilgi çekiyor. Ortaçağ kıyafetleri giymiş insanlar, birbirlerine portakal fırlatıyorlar.
Ilıman iklim isteyen portakalın bugün dünyada en büyük üreticisi Brezilya iken, Amerika, Hindistan, Meksika ve İspanya gibi ülkeler diğer önemli üreticilerdir. Ülkemizde Akdeniz ve Ege kıyılarında yapılan portakal üretiminin % 8O'i Antalya 'da yapılmaktadır.
Pazar esnafının dilinden duyarız isimlerini: Washington, yafa, Valencia, Finike, kan portakalı...
Alt kısmı göbekli, çekirdeksiz, tatlı mı tatlı Washington portakalı, İsrail kökenli etli ve sulu, aroması yoğun yafa, İspanya menşeli, lezzetli, kaliteli, kabuk rengi sarıya çalan Valencia, ince kabuklu, çekirdekli, sulu ve California Üniversitesi'nden birincilik ödülü almış Finike portakalı, içi koyu kırmızı, ekşi kan portakalı.
Pırıl pırıl, sıcak sarı rengi ile tatlı, sulu portakallar kış boyu eksik olmaz pazar dönüşü çantalarımızdan. C vitamini yönünden zengin olduğu için hastalıklara karşı koruyucudur, şifa niyetine tüketiriz. Kahvaltıya suyunu sıkarız, kabuğunu soyar yeriz. Uzun kış akşamlarında sohbeti tatlandırsın diye. Suyunu sade içebileceğimiz gibi alkollü veya alkolsüz kokteyllerde sık kullanır, likör yaparız. Kabuğu parfüm sanayiinde, pastacılık sektöründe kullanılır. Pasta, tatlı, şekerleme, reçel yaparız, ben kompostolara da eklerim. Reçeli, kabuğuyla da olur, içiyle de. Av etleriyle de kullanabilirsiniz, pilava da katabilirsiniz. Kek, kurabiye, tart, parfe, sorbe, muss yapabilir; irmik helvasına katabilir, peltesiyle bir tartı, pastayı ya da muhallebiyi güzelleştirebilirsiniz. Portakal suyuyla
kerevizden, yerelmasına zeytinyağlıları pişirebilir, irice bir
barbun balığını marine ettiğinizde lezzetine doyamazsınız.
İşte portakallar bitmeden yapabileceğiniz nefis portakallı tart:
Malzemeler:
Tart İçin:
- 275 gr un
- 2 yumurta sarısı
- 125 gr tereyağ
- 1OOgr pudra şekeri
- 1/2 çay kaşığı şekerli vanilin
Krema İçin:
- 500 ml süt
- 2 yumurta sarısı
- 60 gr un
- 50 gr tereyağ
- 1/2 çay kaşığı şekerli vanilin
- 2 Türk Kahvesi fincanı toz şeker
Üstü İçin:
- Portakal
- 1,5 paket şeffaf tart jölesi
Hazırlama:
Tart taban için verilmiş malzemelerle hamuru yoğurun.
Hafif unlu tezgahta açıp, 24 cm çapında yağlanmış tart kalıbına yayın.
Üzerini streç filmle kapayıp, buzdolabında bir saat dinlendirin.
Bir saaat sonunda dolaptan çıkardığınız hamurun üzerini açıp alüminyum folyo serin.
Folyoyu bütün yüzeye yayıp, kenarlarına bastırın, üzerine bolca nohut, fasülye gibi bir bakliyat serip önceden ısıtılmış 180 derec fırına verin.
25 dakika sonunda fırından çıkarıp, folyo ve bakliyatları alın.
Varsa hamurun kabaran yerlerini çatalla delip, tekrar fırına verin, sekiz dakika daha pişirin.
Kreması için toz şeker ve unu tencereye koyun.
Soğuk süt ve yumurta sarılarını ekleip, topaksız olmasına dikkat ederekortadan az ateşte karıştırarak pişirin.
Koyu bir kıvama gelip fokurdadığında altını kapatın, tereyağ ve vanilini ekleyin.
Karıştırarak ılıttığınız kremayı tartın içine yayın.
Kabuklarını soyup lira lira dilimlediğiniz portakalları kremanın üzerine dizin.
Tart jölesini üzerindeki tarife göre hazırlayıp, ortadan dışa doğru olmak üzere yayın.
Buzdolabında dinlendirdiğiniz tarı soğuk soğuk servis yapın.