28 Nisan 2009 Salı
Ev Yapımı Makarna
26 Nisan 2009 Pazar
Limonlu Tas Kek
Malzemeler:
1,5 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 tam ve 1/4 su bardağı şeker
1 su bardağı artı dört yemek kaşığı un
Bir limon kabuğu rendesi
24 Nisan 2009 Cuma
Bitmeyen Bayram Telaşımız ve Pudingli Bezeler
Hem yorgunsun, hem üşümüşsün neyine senin beze yapmak? Dar vakitte hem de? Boşver diyorum, çırparım beş dakika, atarım fırına olursa olur, olmazsa olmaz. Çırpıyorum ama bir süre sonra sıkılıyor, yumurta akları yeterince sertleşmeden bırakıyorum çırpmayı. Hemen yağlı kağıt serdiğim tepsiye, sıkıyor, böreğin peşine atıyorum fırına. Bezelerin bana inadı vardı. Bütün özentisizliğime karşın, onlar güzelleşmekte ısrar ettiler. Fırının ısısının yeterince düşmesini beklemeden koymama rağmen sadece biraz sarardılar. Yorgunluğum iyice kendini öne çıkarmış olacak ki krema çırpmaya da üşeniyorum. Dolapta bulduğum bir kase çikolatalı pudingi aralarına sürüyor, iki bezeyi birleştiriveriyorum.
Sıcak böreğin peşinden, kırıntılarını bile yalayarak tüketiyor çocuklar. Bana da bu saate kadar süren uyuşukluk sonrası olanı biteni sizlere aktarmak düşüyor. Ola ki yapmak istersiniz, benim gibi yapsam mı yapmasam mı diye mızmızlanmadan, gerektiği gibi yapmak isterseniz:
Beze İçin:
2 adet yumurta akı
2 çay bardağından az tozşeker.
İçi İçin:
2,5 bardak süt
1 poşet çikolatalı puding
Beze için yumurtaların akını bir süre çırpın, üzerine tozşekeri az az ekleyerek şeker tamamen eriyip, yumurta akları çok çok sertleşip, tabağı ters çevirdiğinizde akmayacak hale geldiğinde, sözün kısası mikser çevirmekte zorlandığı ana kadar çırpın. Sonra bezeyi sıkma torbasıyla veya kaşıkla yağlı kağıt serdiğiniz tepsi üzerine yarım limon şeklinde dökün. Ilık fırında 80-90 derece arası fırının kapağını açmadan bir saate yakın pişirin.
Üzerindeki tarife göre pişirdiğiniz pudingi, yeterince soğuduktan sonra iki bezenin arasına sürüp, sunabilirsiniz. Söylediğim gibi niyetim bezeleri enlemesine ikiye bölüp arasına çilek ve krem şanti koymaktı. Aman dikkat keserken bezelerin kırılması çok yüksek bir ihtimal. Çikolatalı dışında sevdiğiniz herhangi bir pudingle de -muzlu, çilekli, vanilyalı- hazırlayabilirsiniz.
2 adet yumurta akı
2 çay bardağından az tozşeker.
İçi İçin:
2,5 bardak süt
1 poşet çikolatalı puding
Beze için yumurtaların akını bir süre çırpın, üzerine tozşekeri az az ekleyerek şeker tamamen eriyip, yumurta akları çok çok sertleşip, tabağı ters çevirdiğinizde akmayacak hale geldiğinde, sözün kısası mikser çevirmekte zorlandığı ana kadar çırpın. Sonra bezeyi sıkma torbasıyla veya kaşıkla yağlı kağıt serdiğiniz tepsi üzerine yarım limon şeklinde dökün. Ilık fırında 80-90 derece arası fırının kapağını açmadan bir saate yakın pişirin.
Üzerindeki tarife göre pişirdiğiniz pudingi, yeterince soğuduktan sonra iki bezenin arasına sürüp, sunabilirsiniz. Söylediğim gibi niyetim bezeleri enlemesine ikiye bölüp arasına çilek ve krem şanti koymaktı. Aman dikkat keserken bezelerin kırılması çok yüksek bir ihtimal. Çikolatalı dışında sevdiğiniz herhangi bir pudingle de -muzlu, çilekli, vanilyalı- hazırlayabilirsiniz.
21 Nisan 2009 Salı
Minik Tırtıl
Ama sitemi fazla uzatmayacağım. 23 Nisan'dır yarın, bayramda sızlanmayayım diye. Bugünden kutluyorum, malum sabah erkenden kalkacak, okula gideceğiz. Küçük kızım şiir okuycak haykıra haykıra. Oğlanın ilk bayramlarında, her etkinliğinde, her gösterisinde zırlardım; ne zaman büyüdü bu diye. Artık alıştık, ağlamıyorum öyle. Zaten anaokulunda ilk 23Nisan'ında kabakulak geçirdi, günlerce hazırlandığı gösteride yer alamadı. İkinci bayramında yine hastaydı, yüksek ateş, burun akıntısı yatıyordu evde. Şükür biraz büyütüp adam ettik de eskisi kadar sık hastalanmıyor.
Ciğer Seven Çocuklar
Gün henüz ağarmadan küçük ciğerci dükkanları hazırlıklarını tamamlamışlardır.
- Benim hanım ezmeyi senden daha güzel yapar.
19 Nisan 2009 Pazar
Pastanın geciken tarifi ve AST 'da Taş Devri
Pastamızın sebebini anlattık da zaman bulup, tarifini veremedik. Buyrun:
Malzemeler:
5 yumurta
100gr. tereyağ (margarin de olur)
1 paket vanilya
100gr. pudra şekeri
Bir çimdik tuz
90gr. un
Yarım paket kabartma tozu
Bir paket krem şanti
1 su bardağı süt
Yarım su bardağı kırılmış fındık
Yumurtaların akını ve sarısını ayırın. Oda sıcaklığındaki tereyağını, vanilyayı, pudraşekerini ve tuzu krema kıvamına gelene kadar çırpın, yumurta sarılarını teker teker ekleyerek karıştırın. Yumurta aklarını kar haline gelene kadar çırpın ve diğer karışıma ekleyin. Ardından elenmiş unu ve kabartma tozunu katın. 20-22cm çapında kelepçeli kalıbı yağlı kağıtla kaplayıp ya da yağlayıp, unlayıp hamuru kalıba boşaltın. Önceden ısıtılmış, 160 derece fırında pişirin. 20-25 dakikada pişiyor. Kürdanla pişip pişmediğini kontrol edip fırından alın. Izgara üzerinde altının hava almasını sağlayarak, - kekin hamur olmamasını sağlar bu- soğutun. Soğuyan keki enlemesine ikiye bölün. Ben keki biraz sulandırdığım çilek reçeli ile ıslattım, siz dilerseniz şekerli sütle, dilerseniz meyve suyu ile ıslatabilirsiniz. Çırpılmış krem şantinin bir kısmını ilk katın üzerine sürüp, doğranmış çilekleri dizin. İkinci kat keki de koyup, pastanın her yerini krem şanti ile kaplayın. Üzerine yine çilekleri sıralayın, çilekler çabuk bozulacağından şeffaf jöle koydum üstlerine. Ancak gerek de yokmuş, pasta aynı gün bitti. Pastanın kenarlarını da tabağı çevire çevire, elinizle fındık kırıkları ile kapatın, pastanız hazırdır.
Dün tiyatroda idik. Ankara Sanat Tiyatrosu'nda Taş Devri isimli çocuk oyununa gittik. Kriz elbet ilk önce sanatı vurdu. Özellikle dekor için tutumlu davranılmıştı, salon soğuktu, ısınma sistemi kapalıydı. Çocuklar biraz üşüdüler, ancak oyuncuların ince kıyafetlerini görünce onlar için daha çok üzüldüm. Zaten küçük olan salon, yarı yarıya boştu, oyunculardan özellikle birinde hereketsizlik, cansızlık göze çarpıyordu. Belki başka bir problem vardı bilemem ama. Dino, iki hırsız ve en çok da Bay Sleyt karakterleri rollerinin hakkını veriyorlardı. Konu yine çevre, müzikli, danslı, slaytlı görsellerle desteklenmiş, didaktik bir çocuk oyunu, her zamanki gibi. Para hırsıyla ormanı yakan Bay Sleyt'e Çakmaktaş ve Moloztaşlar birlikte ders veriyor, bizim Bay Sleyt oyunun sonunda:
-Benim yüzümdeeen, benim yüzümdeeenn
nidalarıyla pişmanlığını haykırıyor, çocuklara söz veriyor çevreyi koruyacağına dair. Bizim için çok özel ve akılda kalacak bir oyun değildi. AST'dan daha iyisini beklerdim.
15 Nisan 2009 Çarşamba
Hoşgeldin Bebek
13 Nisan 2009 Pazartesi
Pısss!
Güzel saçlarıyla salınan kızın sevgilisine her istediğini yaptırabilmesine şahit olduk, gülüp geçtik.
Sevimli bebeklere, onların marifetlerine soğuk kalamadık. Dilimize yerleşen sloganlar edindik reklamlardan.
Mutluluklarının tek şartı dicitürk olan ailelerin haline acıdık.
Yarıdan fazlasında hedef kitle olduğumuza şaşırmadık.
Ama şu aralar yayınlanan kredi kartı reklamlarını izleyip de sinirlenmememiz mümkün değildi.
Yalancılığın, umursamazlığın, yüzsüzlüğün biri bin para! Ülkemde kredi kartı borçları yüzünden aileler parçalanmamış, cinnet haberleri gazete ve televizyonların filaş haberi olmamış sanki. Esnaf, borcu borçla kapatıp, bir karttan çektiğini diğer karta yatırıp kırk takla atmıyor, ay boyu karttan yiyen insanımız, maaşını olduğu gibi ekistireye yatırmıyor, ay sonuna kendini yine beş kuruşsuz atmıyor.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi reklamcılarımızın yüzsüzlüğü sınır tanımıyor, kredi kartından yiyos, içiyos, .çıyos, yatıyos, kalkıyos bi kuruş para vermiyos. Pıssss! İcra kimin evine gelmiş pardon? Siz kartınızla gezin, tozun, tatile gidin, geri isteyen yok ki!
Birbirinin aynı günlerden, tekrarlardan, işten, güçten, her gün aynı işleri aynı saatte yapmaktan, şu koca dünyaya kendi adınıza bir farklılık katamamaktan mı şikayetçisiniz? Kredi kartınız size dünyaya izinizi bırakma şansı sunuyor; atlayın uçağa, tertemiz kumsala bırakın ayak izlerinizi.
Bir başkası üşenmemiş, hayal fabrikası kurmuş sizin için. Sadece hayal edin, e bi de onların kredi kartını kullanın yeter. Balıksınız sonuçta, oltaya gelin!
Bu kadar kızgınlığın üzerine dün gece gördüğüm Cem Yılmazlı telekom reklamına da takdir vermeden geçmeyelim. Başka kimseye ihtiyacı yok adamın, bir kendisi bir de kopyası lanse edivermiş ürünü sonunda. Hint ve denizci dansına bayıldım. Derdim niyeti tatlıya bağlamak, öfkeyle bitmesin yazı. İncir tatlısı, tarif Cafe Sardunya'dan:
Malzemeler :
20 adet kuru incir
1,5 su bardağı süt
1 su bardağı ceviz içi
1 tatlı kaşığı tarçın
6-7 yemek kaşığı toz şeker
2 çay bardağı su
Yapılışı :
Sütü bir tencereye alıp kaynatalım ve ocaktan alalım. İncirleri yıkayıp kaynar sütün içine dizelim. Kapağını kapatıp bu şekilde 1,5 – 2 saat kadar bekletelim.
İncirleri sütün içinden çıkarıp tekrar suyun altında yıkayalım ki tatlımızın şerbeti berrak olsun ,incirlerin üzerinde tortu kalmamalı... Cevizi tarçınla karıştıralım ve iri parçalar halinde incirlerin alt kısmındaki delikten incirin şeklini bozmadan içlerini cevizle dolduralım. Doldurduğumuz cevizleri bir tencereye alıp üzerlerine suyu dökelim. Toz şekeri serperek ocağa koyalım. Kısık ateşte yaklaşık 20 dakika kadar kaynatalım. Şerbet kıvamını alıp incirler pişince ocaktan alıp soğuması için bekletelim, servis yapalım.
10 Nisan 2009 Cuma
Dargın mıyız?
Ezginin Günlüğü söylerse bir de.
bu sabah uyanırken tam
karşıma çıktın
bu sabah uyanırken tam
kara karaydı gözlerinin akları
kara karaydı gözlerin
dargın mıyız, dargın mıyız, dargın mıyız yoksa, dargın mıyız?
bu sabah uyanırken tam
sana üryani eriği hoşafı yaptım
yanına domatesli pilav yemedin
durdun öyle karşımda mahzun
bana çok uzaklardan baktın
her bahar erguvanlar içinde yaşardık
bu bahar erguvan görmedim desem yeri
Can YÜCEL, babasıyla barışmak için, erik hoşafı yapmış, domatesli pilav yapmış, çare yok. Nazımız en çok sevdiklerimize geçer. Naz ederiz, küsmüş gibi yaparız bazen. Bazen de öyle kırılırız ki barışmak vakit alır. Bazen sevdiğimize, bazen çoluğa, çocuğa, illaki en sevdiklerimize. Tatlı bir bakış yeter bazen, bazen yeni gün, bazen bir çocuk oyunu. Ya da sevdiği bir lezzet. Çocuksa nazlanan, bir parça çikolata, bir dilim kek, bir park gezintisi mesela. Ya da bizim evin en sevileni makarna. Domatesli olur, peynirli olur, kıymalı, belki erişte. Ya sizin evde? Sizin hane üyeleri hangi lezzetle kolayca bırakır nazı?
8 Nisan 2009 Çarşamba
Patatesli Ay Çöreği
125gr. eritilmiş soğumuş margarin
Maydonoz
Unu bir kaba eleyin. Ortasına sütle ezilmiş maya, haşlanıp ezilmiş patates, margarin, bri yumurta ve tuzu ekleyip yoğurun. Üzerini örtüp ılık bir yerde mayalanmaya bırakın.
Mayalanan hamurdan küçük parçalar koparıp merdaneyle açın. Diğer yumurtanın sarısını ayırıp akını ve maydonozu peynirle karışrırın.
Hamurların yarısına peynir, diğer yarısına çekirdeği çıkarılmış siyah zeytin koyun. Hamuru rulo yapıp, ay şeklini verin.
Yağlanmış fırın tepsisine dizdiğiniz ay çöreklerinin üzerine yumurta sarısı sürüp, susam ya da haşhaş tohumu serperek önceden ısıtılmış 180 derece fırında altı üstü pembeleşene kadar pişirin.
6 Nisan 2009 Pazartesi
Ödül almışım, sevgili Filiz Hanım'a teşekkür ediyorum.
http://filizinmutfagi.blogspot.com/
KURALLAR
1-Ödülü veren kişinin linkini yayınlamak.
2-Ödülü verdiğin kişilere haber vermek.
3-Bu ödüle layık gördüğün blogger arkadaşlarının linkini vermek
http://www.meltemmutfakta.com/
http://derininperievi.blogspot.com/
http://inciyemek.blogspot.com/
http://sicakpaylasimlar.blogspot.com/
5 Nisan 2009 Pazar
Makarna Salatası
Koştur koştur okul çıkışına zor yetişiyor, çocuklarla eve atıyorum kendimi. Akşam için patates oturtmayı hazır etmişim, bilgisayarıma kavuşmuşum. Yanımda sıcak çayım, dışarda yağmur, serinleyen havaya inat evimiz sıcacık. Bir tek pır pır eden modem sinirimi bozuyor, hava muhalefetinden olsa gerek. Pek çok sayfaya ulaşamıyorum.
Çocuklara işini son güne bırakma vaazları veren ben, kızıma geçen hafta verilen ödevi ayarlamayı son güne bırakmışım. Çin'in gelenekleri üzerine slaytlı bir sunum hazırlayacak, yardımım olmadan yapamaz. Gidip gelen modem ışıklarına rağmen hallettik sayılır.
Makarna salatasına gelirsek, tarif kolay:
İşte malzemeler, şekillerini birbiriyle uyumlu yapmakta fayda var; kaşar peyniri,taze nane, maydonoz, salatalık turşusu, haşlanmış mısır taneleri, kırmızı biber, bir paket de haşlanmış makarna.
4 Nisan 2009 Cumartesi
Çocuklar
Çocuklar
Çarşılarda birşey
Biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı
Kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar
Hep de tenha saatleri seçerler
Sonra yavaş bir sesle
Çocuk için hasta kaç gündür yemiyor
Biraz et biraz meyve isterler
Sevdiği bir reçeli gün aşırı yalnız ona
Kaşıklarla beraber büyük bir üzüntü
Uykularda bile bitiyorsa
Yağların şekerlerin çayların
Annelere düşündürdüğü
İnsanlara, tezgâhlara, kağıtlara kolaydı
Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı
Behçet NECATİGİL
3 Nisan 2009 Cuma
Portakallı Supangle
Hazırlanışı:
Margarini mikser ile 1 dakika çırpın. Toz şeker, şekerli vanilin ve tuzu ekleyip 2 dakika daha çırpın. Yumurtaları teker teker ekleyerek her birini 30 saniye çırpın. Sade kek karışımı ve portakal kabuğu rendesini ilave edip 1 dakika daha çırpın. Hamuru 20x30 cm boyutlarındaki yağlanmış kalıba yayın ve pişirin.
Portakal suyu, toz şeker ve portakal kabuğu rendesini iyice karıştırın. Fırından çıkardığınız keki 5 dakika bekletip şurubu üzerine yayarak dökün ve soğumaya bırakın.
Supangleyi süt ve margarin ile tarifine göre pişirin. ocaktan alıp arada karıştırarak 5 dakika bekletin ve kekin üzerine yayın. Oda sıcaklığına geldiğinde buzdolabına alın, 2-3 saat soğutup dilimleyerek servis yapın.